3 Haziran 2012 Pazar

ürperti



Ayışığı düşmüş
Sögüt dalları arasına
Ona dokunamıyorum...

Yüzlere takılan yüzlerce maskeden
Birini alıp getiriyorum hayattan
Yalarken güz yelleri tenimi
Şarkılar dinliyorum
Açık, saçık..

Rotasını yitirmiş bir düş
Gelip de takılıyor oltama
Suda balık gibi..

...Ve diyor ki,
Madem ki yaşıyorsun
Onu da yaşat..
Al getir gençliğini Adana’dan
Bir uzun hava gibi
Sevabına söylet ve dinle
Takıver peşine ilk aşkını
Alaca karanlığında şafağın
Bir çoban kavalı gibi ötsün..

Lanet olsun,
Onbeşinde,
yiribeşinde, otuzbeşinde..
Beşler
Düşler gibi..

İnsanın inanası gelmiyor
Acıdan zevk almaya başlayınca insan
Unutuyor mu ne?
Mutluluğun rengini..
O da bir düş müydü yoksa?

Şimdi göz çukurlarımdaki
Bu yaşam kayğısı.
Ne zaman ki,
Görkemine dokunsam dünyanın
Sahibi bir başkası..

Güzel şeyler yazmak istiyorum
..Ve aslında böyle başlamıyor.
Hiç tanımadığım birine
Birşeyler anlatmak..
O kadar kolay değil
Sarılıp boynuna ağlamak.
Bir çobanın yanık türküsü gibi
..Ve rüzğara salıverip sesini
Aheyyy, aheyyy, aheyy
’’Git ulaştığın yere’’ Demek...

Bir vefasızlık çıkmazındayım
İşte o dur beni ürperten
Bir yerlerden tutundukça düşüyorum..

Kapatın pencereleri lütfen
Üşüyorum
Üşüyorum....

Ali SÖNMEZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder